alakisehaber
 
  Ana Sayfa
  YENİ HABERLER
  Kan Bankası
  Resimlerimiz
  Makaleler-Şiirler
  Ermenek
  Güneyyurt
  Videolar
  Ziyaretçi Defteri
  Sayfa Düzenleme(Resimli anlatım)
  Oyun Oyna
  deneme
Ermenek
                 

ERMENEK İLE İLGİLİ

    Binlerce yıl önce “deniz” iken, Ermenek, bir “ada” imiş. Bu bir söylenti, ancak bu söylentiyi destekleyecek kanıtlar var. Şöyleki: Ermenek ve çevresinde bulunan dağların zirvelerinde, deniz hayvanlarının kabukları ve fosilleri bol miktarda görülmektedir.
    Ermenek ilçesi  tamamen meyilli bir arazi üzerine kurulmuştur. ilçenin kuzeyinde  bir duvar gibi yükselen kayalıklar mevcuttur.İlçeye ulaşım Konya,çumra,Hadim,Taşkent ve Başyayla yolunu takiben ulaşabilirsiniz. Birde Konya,Karaman Mut üzerinden ulaşılabilir. Mut’a yaklaşıldığında ve Mut-Ermenek arasında, tamamen kayısı bahçeleri arasında ilerliyorsunuz.Ermenek'e ulaşımda arazinin meyilli olması nedeniyle zaman zaman inişli çıkışlı yollara raslayacaksınız ama yolları geniş ve asfalttır.Konya otogardan Otobüs,Eski otogardan Minübüs;Karamandan Otobüs ve Minübüs Mut'tan Minübüslerle Ermeneğe ulaşabilirsiniz.



 


 

ÇEVRE İL VE İLÇELERE UZAKLIĞI:

Ermenek-Mut : 80 km
Ermenek-Karaman (Mut üzerinden) : 157 km
Ermenek-Karaman (Tekeçatı üzerinden) : 103 km
Ermenek-Konya (Mut üzerinden) : 270 km
Ermenek-Konya (Sarıveliler üzerinden) : 210 km
Ermenek-Mersin (Mut üzerinden) : 232 km
Ermenek-Mersin (Gülnar üzerinden) : 197 km
Ermenek-Anamur : 110 km
Ermenek-Alanya (Kuşyuvası üzerinden) : 130 km                              
Ermenek-Başyayla; 25 Km
 

 



KONAKLAMA:

Selçuklu Otel,Selçuk Ecza Holding tarafından yaptırılan,Torosların zirvesinde doğal ve tarihi zenginlikler içerisinde yılın dört mevsimi hizmet veren turistik tesisin haricinde ilçemizde oteller mevcuttur.Ermenek ilçesinde konaklama sıkıntısı yoktur.




TARİHİ:

Yörede ilk yerleşimcilerin Hititler olduğu ve bu dönemde, ilk bilinen isminin “Maras” veya “Marassa olduğu söylenmektedir.Daha sonra, Ermenek yöresindeki yerleşim yeri: MS.1.yüzyılda: Romalı komutan Germanicus tarafından kurulmuştur. Bu şahıs: Roma İmparatoru Augustus’un kızı Luvai’nın oğludur. Şehre verilen isim olan “Germanicopolis”, zamanla farklılaşarak “Ermenek” olmuştur.

MS.395 yılında, Roma’nın bölünmesiyle, yöre, Bizans egemenliği altına girer. Bu dönemdeki isim: Germanikopolis. Bu dönemde: yörede, Hıristiyanlık anlayışı, Bizans yönetiminin tüm baskılarına karşı benimsenir. Hıristiyanlığın, Bizans devletinin resmi dini olarak kabul edilmesine kadar geçen sürede ise, insanların, sığındıkları mağaralarda ibadet ettiği, bu basit ve anlamlı mağara ve kaya kovuklarının, yani kaya manastırlarının, ilk dönem, Hıristiyanları için çok önemli olduğu anlaşılmaktadır.

Tarihi  süreç içinde takip eden  dönemde yörede Abbasiler egemenliği ele geçirirler. Karamanoğulları Beyliği döneminde ise, Ernemek, Karamanoğulları Beyliğinin başkenti olur. 1475 yılında ise, bu kez Osmanlılar yörede görülürler. Gedik Ahmet Paşa yönetimindeki Osmanlı ordusu, Ermenek’i ele geçirir, Karamanoğulları Beyliğini yıkar, Mennan kalesini fetheder. Böylece Karamanoğulları Beyliği, tarih sahnesinden silinir.

Ermenek dağlık bir arazi üzerine kurulmuştur. Kentin yaslandığı dik yamaçlar üzerinde, çok sayıda, Roma ve Bizans dönemlerine ait, mesken ve mezar kalıntıları bulunmaktadır.

 

COĞRAFİ YAPI OLARAK

İlçe merkezi, Göksu havzasında, Ermenek suyunun oluşturduğu derin vadinin yamaçlarında, yaklaşık 1250 metre yükseklikte kurulmuştur. Arazi yapısı zengin su kaynaklarını barındırmaktadır.

İklim olarak  bölgede Akdeniz iklimi egemendir. Türkiye’nin en yüksek barajı “Ermenek Barajı” dır. Hatta, söylenenlere göre, yöredeki büyük kömür yatakları, bu barajın suları altında kalmıştır.

Bölgenin ekonomik imkanları değerlendirildiğinde: orman varlığı yanında, kömür,demir,krom,simli kurşun manganez ve mermer gibi zengin maden yatakları görülmektedir. Tarım ürünleri bakımından ise, özellikle; elma, armut, kiraz ceviz,incir nar ve zeytin öne çıkmaktadır.

Nüfus olarak, Karaman il merkezinin en kalabalık ilçesidir. Yüzölçümü olarak da, Karaman ilinin en büyük ilçesi olarak öne çıkmaktadır.

Oğuzlar, Anadolu’da ilk yerleşim yeri olarak buraları seçmişler ve MS.1015 yıllarında, yani Malazgirt zaferinden 50-60 yıl öncesinde, Anadolu’nun Türkleşmesinde önemli adımlar atmışlardır.

Dünyanın en büyük yeraltı nehri ve yeralta şelalesi (Maraspoli) Ermenek’te bulunmaktadır. Ayrıca: ülkemizde, kardelen çiçeği, nadiren bu yörede (Dumlugöze köyü) yetişmektedir.




Ermenek yeni yerleşim yerleri 

 




ermenek evleri

 

Ermenek cevizi

Ermenekte  Karadut

 

 

NE YENİR, İÇİLİR:

Ermenek yöresinde, yöresel lezzetleri tatmak isterseniz “batırma” yemelisiniz. Belki de, yine bu yöreye özgü “Arabaşı” ve adına festivaller düzenlenen BULGURCA Yiyebilirsiniz.

Ermenek etli ekmek
Ermenek arabaşı
 

NE SATIN ALINIR:

Ermenek’te, içine herhangi bir katkı maddesi konulmadan, bağ ve bahçelerden toplanan üzümlerden helva yapılmaktadır. Bu helva, içinde şeker olmadığından, çok tercih edilmektedir. Sizler de, mutlaka bu helvayı tatmalı ve hatta, kendiniz ve yakınlarınız için hediyelik olarak almalısınız.

Bunun yanında: Balkusan ve Altıntaş yaylalarında üretilen ballardan  satın almalısınız. Çünkü, burada üretilen bal, yörenin en beyaz ve en lezzetli balıdır. Ayrıca“kaşar peyniri” ve kurutulmuş çökeleğide meşhur.  Ermenek pekmezinide unutmamak gerekir.

 






 

 GEZİLECEK YERLER:

 

ZEYVE PAZARI:

 Zeyve pazarı, yaklaşık 600 yıllık bir geçmişe sahiptir. İlçe merkezine, 26 km. uzaklıktaki, İkizçınar köyü ve Yaylapazarı köylerini ayıran dere üzerinde ve çevresinde kurulmuştur.

Burası, birçok tarihi çınar ağacı ile tam bir doğa cenneti. Pazar yerinde: bolca su kaynakları, su değirmeni ve su hizarı var. Ayrıca: Pazar günleri, burada Pazar kuruluyor. Çevre köylüleri, ihtiyaçlarını buradan karşılıyorlar, ürettikleri ürünleri burada satıyorlar.


Nadire Su degirmeni www.alakisehaber.com
 


 

 ULU CAMİİ:

 İlçede bulunan camilerin en büyüğüdür.Karamanoğulları döneminde, 1302 yılında, Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır. Ağaç sütunların taşıdığı kirişler üzerine oturtulmuş, toprak damlı bir yapılıdır. Mihrabı, güzel oyma taştandır.

Kesme taştan yapılan yapı; kabartmalarla süslü, alçı mihrabında, çeşitli mavi çinilerle bezenmiştir. Ağaç oyma süslemeleri, göz alıcı ve hayranlık uyandırıcıdır. Özellikle, caminin kapısı: çınar ağacından yapılmış olup, üzerinde, güzel hat örnekleri görülüyor.


 

 

MERASPOLİS (MERASPULLA) MAĞARASI:

Meraspolis, Ermenek kentinin kuzeyindeki dağların kaya bloklarının altında suların kireçli kayaları oyması ile meydana gelmiş. Mağara dünyanın en büyük yeraltı suyunu bünyesinde taşımaktadır. Bir çok bölme ve katlardan meydana gelen, içinde küçüklü büyüklü sarkıt, dikit bulunan bu mağara ilk çağlarda mesken, sığınak ve zindan olarak kullanılmıştır.
Mağaraya iki yönden giriş vardır. Bunlardan birisi ne zaman açıldığı bilinmeyen ilkel bir giriştir. Bu giriş doğal bir mağaranın tabanındadır. Genişliği 40x45 cm. olan delikten mağaraya inilir. Rehbersiz ve ışıksız inilmesi imkansızdır. İri kaya parçalarından yapılmış 8-10 ayaklık basit ve dar bir merdivenle aşağıda basık tavanlı bir mağaraya inilir. Burada çeşitli yönlere yol vardır. Kuzeydoğuya gidilen dehlizlerden birisi ile kademe kademe inilir ve yer altı nehri görülür.
İkinci giriş, Başpınar mahallesi Cumma mevkiinde Ermenek Belediyesi tarafından kente tazyikli içme suyu sağlamak için açılmış bir galeridendir. 193 m. uzunluğundadır.Ermenek ve çevre yörelerin elektriğini karşılayan hidroelektrik santralı bu galeriden alınan su il çalıştırılmış. Böylece Ermenek, Türkiye’de, Kendi elektriğini ütereten üçüncü ilçe olmuştur.


 

 

FİRAN-ERMENEK KALESİ:

Ermenek Kalesi olarak da anılan kale kartal yuvası benzetmesine uygun bir şekilde tamamen kayaların tabii oluşumu ile meydana gelmiştir. Oldukça dik ve sarp bir kaledir. Şehre hakim bir konumdadır.
Amasyalı Trabon bu kaledeki mağaraları Zağfiran mağaraları olarak nitelendirdiğinden, kale Firan adıyla anıla gelmiştir. Evliye çelebi, seyahatnamesinde kale hakkında “Göklere ser çekmiş kırmızı bir dağın ortasında Tanrı kudreti ile yapılmış bir Kaledir. Ben karada ve denizde 32 yılda 18 padişahlık yer gezdim böyle bir kale görmedim. Mutlaka gezilmeli görülmelidir. Bu kale Tanrının kudret eliyle yapılmıştır. Hendeği ve kuleleri yoktur zaten bunlara ihtiyaç da yoktur. Kale eşsizdir Yalnız şarka bakan küçük bir kapısı vardır. Bu kapıya dahi 140 kademe ağaç merdivenle çıkılır bir yanı ağaç korkuluktur. Kalenin içinde 40-50 kadar kargir ev vardır. İçinde bir can vardır. Kayalardan ab-ı hayat gibi bir su çıkar, aşağıya akar. Velhasıl övmekle insanın aciz kalacağı emsalsiz bir kaledir. Kalenin dizdarı ve 18 neferi vardır.”demektedir.

Alınması gerçekten zor savunulması kolay olan Firan Kalesi surlarıyla hala ayakta.
Ermenek Kalesi, ilçenin kuzeyinde bulunan, çok dik ve yüksek kaya sığınnağının, güneyinin kesme taş ve harçla yapılan mazgallı duvarlarla, korunaklı hale getirilmesi ile inşa edilmiştir. Kaleye, birisi doğudan kayalar kazılarak yapılmış çok dar, diğeri de, dik kayalığın alt bölümünden, yine kayaya oyularak yapılmış, 72 basamaklı merdivenle çıkılan iki giriş bulunmaktadır.
 

 
 
 

 GÖRMELİ (ALA) KÖPRÜSÜ:

Ermenek-Anamur-Gülnar yolu üzerinde, Göksu nehri üstünde kurulmuştur. Ermenek ilçe merkezine, 18 km. uzaklıktadır. Büyük Türk Alimi Ermenekli Saffet Hoca: bu köprüye verilen “Ala” adını “çok yüce, çok büyük” anlamına gelen, Arapçada “Ala” kelimesinden yumuşatıldığını söyler.

Köprü,kesme taştan, biri büyük ve biri küçük, iki gözlü olarak yapılmıştır. Başlama ve bitiş noktaları, kayalar üzerine oturtulmuştur. Köprünün: genişliği 7 metre ve uzunluğu ise, 67 metredir. Su seviyesinden yüksekliği ise: 27 metredir.

Köprüde bulunan kitabeden, köprünün: 1306 yılında, Karamanoğullarından Mirza Halil Bey zamanında yapıldığı anlaşılmaktadır. Mimarı ise, Yusuf oğlu Süleymandır. Köprünün yapılışı hakkında bir söylenti var. Buna göre: “ Köprüyü yapan çırak, ustasına: “Bir köprü yaptım, gezmeli değil, görmeli” der. Köprünün “Görmeli” ismi, bu efsaneden gelmektedir.Ermenek Barajınının yapımı ile bu güzelim tarih artık sular altında kalmıştır.




 

TOL (MUSABEY) MEDRESESİ :

İlçe merkezinde Çınarlı mahallesindedir. Medrese yapısı: Karamanoğulları döneminde, Emir Musa Bey tarafından, 1339 yılında yaptırılmıştır. Karamanoğlu döneminde yaptırılan, ilk büyük medrese olarak öne çıkıyor. Mut-Anamur-Silifke yörelerinde ve hatta Karaman’da, tanınmış bir eğitim ve öğretim kurumu olarak öne çıkmaktadır. Burada: o zamanlarda, dini bilimler yanında, matematik ve astrnomi de okutulmuştur. Osmanlılar ile olan ilişkilerde, sorunların çözümü için, bu medresenin müderrislerinden Türk Bilgini Molla Vali, elçi olarak görev yapmıştır. medresenin bezemesi, taç kapı üzerinde yoğunlaştırılmış, diğer bölümleri sade bırakılmıştır.

 

 

ALA İN:

Kazancı kasabası yöresindedir. Bir tepe üzerinde kurulmuştur. Mevcut kalıntılardan, Bizans döneminden kalma bir yerleşim yeri olduğu tahmin edilmektedir. Güneyde, Bizans döneminden kaldığı sanılan bir “kilise” bulunmaktadır. Burada: kireç taşı arazide, doğal bir kaya sığınağı “kiliseye” dönüştürülmüştür. Doğu bölümüne ise, bir duvar yapılmıştır. Ancak, bu duvar, günümüzde yoktur. Kilise yapısı içinde boya ile yapılmış bir kısım freskoların izleri görülebilmektedir. Ayrıca, kuzey bölümde, bir su kaynağı bulunmaktadır. “Ala in” ismi, bu kiliseden gelmektedir.

 

DİNEK KULESİ:

Kazancı kasabası, Dinek mevkiindedir. Burada, bütün bölgeye hakim olan bir tepe üzerinde. Roma dönemine ait bir yerleşim yeri kalıntıları görülüyor. Ancak, buradaki yapılar, temel seviyesinden yıkılmışlardır. Yüzeyde, nadir olarak mimari elemanlara rastlanmaktadır.

Yerleşim yerinin, tam zirve noktasında: doğal-iri bir kaya üzerine, iri blok kesme taşlardan, bir anıt mezar yapılmıştır. Anıt, kısmen sağlam olarak günümüze kadar gelebilmiştir. Üzerinde bulunan doğal kayanın değişik bölümlerine, nişler açılmış olup, anıtın çevresinde, yapıldığı dönemde başkaca yapıların da bulunduğu anlaşılmaktadır.

Dinek kulesi www.alakisehaber.com Dinek kulesi www.alakisehaber.com
 

 

İKİZ İNİ KABARTMASI:

Güneyyurt kasabasının, 2 km. doğusundadır. Burada, bahçeler arasında bulunan antik kalıntıda, büyük bir kayanın, güneye bakan yüzü düzeltilmiş ve oyularak, ikiz kaya mezarı yapılmıştır. Doğuda kalan mezarın alınlığında; 2 arslan, 1 boğa ve 1 yılandan oluşan, hayvanlar gurubu, kabartma olarak işlenmiştir. Arslan, sağa  doğru yatar vaziyette, sol pençesiyle boğanın başına basar şekilde görülüyor. Ancak, en üstte bulunan bu aslan figürü, nispeten tahrip olmuş durumda. Mezar odaları ise, gayet iyi durumda  günümüze kadar gelmiştir. Bunların, Roma döneminde yapıldığı sanılıyor.Güneyyurt Belediyesi tarafından 2010 yılı başlarında çevre düzenlemesi yapılmıştır.


 

 

İLİSU ŞELALESİ:

İlçe merkezine 30 km. uzaklıkta olup, araba ile yanına kadar gitmek mümkündür.

İlisu şelalesi Erik deresinden ve İlisu’dan çıkan su kaynaklarıyla beslenir. Şelale, kayalık dağın, suyun gücü sonucu ikiye ayrılmak zorunda kaldığı bir yerden akıyor. Bu görüntü muhteşem. 100 metrelik blok kaya, su tarafından oyulmuş, 4 metrelik bir yarık şeklindeki bölümden, şelale akıyor. Düştüğü yerde ise, yerdeki taşlara çarparak, doğal bir fıskiye gibi, yaklaşık 15-20 metre uzaklığa kadar, sürekli yağmur misali yağıyor.

Çam ağaçlarıyla kaplı orman içinde, şelale, tam bir cennet görüntüsü içinde.

Şelaleden döküldükten 5 km. sonra, Ermenek çayı ile birleşir ve buradan “Gezende” barajına ulaşır. Evet, şelale çok yüksekten akıyor. Yüksekliği: 55 metre. Bunu canlandırmanız için, şunu söyleyebilirim. Amerika’daki ünlü Niagara şelalesi, 48 metre yükseklikten aktığı biliniyor.
Şelalenin en büyük su kaynağı olan Ilısu kaynağı da, şelalenin 2-3 km. yukarısındadır. Kayaların içinden çıkan su, çevre köy ve kasabaların, içme,sulama  ihtiyacının büyük bölümünü karşılamaktadır. Diğer kolu olan Erik deresinden gelen suyun önüne gövde yapılmış ve yaklaşık 5  km. lik bir tünel açılarak su, Görmeli Barajına aktarılmıştır.

 

 

MENNAN KALESİ:

Ermenek-Mut-Gülnar karayolu üzerinde, Ermenek ve Erik çaylarının birleştiği yerde, dağın üzerinde kurulan bir kaledir. Kelime anlamı: sığınılacak yer. ele geçirilmesi zor, savunulması kolaydır. Birçok orduya sığınaklık ve barınaklık yapmıştır. Haçlı Seferlerinin üçüncüsünde: Haçlılar, Mennan kalesine sığınarak, Selçuklu akınlarından korunmaya çalışmışlardır. Karamanoğulları, kaleyi onarmışlardır. Ancak: son Karamanoğulları Beyi, Pir Ahmet Bey: Osmanlılarla yaptığı savaşı kaybedince, kaçarak Mennan kalesine sığınır. Bunun üzerine, Osmanlı ordusunun başında bulunan Gedik Ahmet Paşa, Mennan Kalesi önlerine gelir ve toplar ile, kaleyi yıktırır.

 günümüze kadar kalede ayakta kalan  depolar, sarnıçlar ve bina kalıntılarıdır.


 

 

KARAMAN BEY VE OĞLU MAHMUT BEY TÜRBELERİ VE KARAMAN BEY İMARETİ:

İlçe merkezine, 25 km. uzaklıktaki, Balkusan köyündedir. Bu köy, adını: Uygur Türklerinin Orta Asya’daki başkentleri olan “Balgasan”dan almıştır.

Türbe, Karamanoğullarından Mahmut Bey tarafından yaptırılmıştır. Türbede, 2 sıra halinde, 5 adet, yekpare taş sanduka var. Günümüzde: Karamanoğlu Ahmet Bey’e ait bu türbe: yerel köylüler tarafından dileklerin kabul edildiği bir manevi ziyaret yeri haline getirilmiştir


 

 Derleyen:Mustafa ÇIKRIK
 


 


 
 
 
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol